Bulut Bilişim

Bulut Bilişim, Hukuka İtaat ve Bir Mahremiyet Masalı

Bulut bilişim, hayatımınızı tüm yönüyle değiştirdi. Yasa yapıcılar ve politika yapıcılar, gün ve gün ilerleyen teknolojik gelişmelerin gerisinde kalmaya başladılar. Bu yüzden dijital bozulmanın sadece işletme sahipleri için değil, hükümetler için de bir problem teşkil ettiğini söyleyebiliriz. ABD Adalet Bakanlığı ile Microsoft’un arasında geçen hukuki mücadele, mevcut durumun bir göstergesi şeklinde karşımıza çıkıyor.

Günümüzde dünyanın her bir yerinden hızlı bir şekilde bilgiye erişim sağlayabiliyoruz. Çoğu teknoloji firmaları, müşterilerine daha iyi, güvenli ve hızlı hizmetler sağlamak amacıyla ellerinde pek çok sunucu sahalarına sahipler, fakat emniyet teşkilatları bu sunucularda saklanan kişisel bilgilere erişmek istediklerinde hukuki sorunlar ortaya çıkabiliyor. Kısa bir süre önce ABD Adalet Bakanlığı (bundan sonra DoJ şeklinde kısaltılacaktır) ile Microsoft’un arasında geçen hukuki süreç de internetin geleceğini yeniden şekillendireceğini gözler önüne seriyor.

[include-page id=’18540′]

 

The DoJ v. Microsoft

2013 yılının Aralık ayında DoJ, uyuşturucu ticareti yapıldığı iddiasıyla Microsoft sahibi müşterilerin e-maillerine erişim için bir arama emri çıkarttı. Microsoft ise buna karşın müşterilerinin e-maillerinin İrlanda’daki Microsoft sunucularda saklandığı, ve bu arama izninin denizaşırı veriler için geçerliliğinin bulunmaması söz konusu olduğundan bu yetkiye itaat etmeme kararı aldı ve e-maillere erişebilmeleri için İrlandalı otoritelerle anlaşması gerektiklerine dair tavsiyede bulundu.

2014 yılının Haziran ayında ise ABD’nin bir eyaletinde mahkeme Microsoft’a e-mailleri polise teslim etmesi üzerine bir karar düzenledi; fakat Microsoft hiç gecikmeden bu kararı yargıtay ikinci dairesine götürerek temyiz ettirdi. Duruşma 2015 Eylül ayında gerçekleşti, fakat Microsoft davayı Yüce Mahkeme’ye götürmekte kararlı.

Adalet Bakanlığı da Microsoft da kendilerine göre geçerli argumanlara sahip: Bunlardan ilki ise egemenlik temelinde oluşturulan bir arguman; ABD hükümeti, verilerin lokasyonunun önemli olmadığını, verileri elinde tutan şirketin bağlı olduğu hukuk sisteminin önemli olduğunu vurgulamakta.

 

Microsoft ise tam tersi düşüncede; ona göre verilerin İrlanda devleti içerisinde bulunması gizliliğinin ve hukuki temellerinin de yine İrlanda mahkemeleri tarafından belirlenebileceğini ve bu verilere erişime izin vererek İrlanda’nın egemenliğine ihlalin söz konusu olabileceğini belirtiyor.

Diğer yandan, söz konusu durum Amerika sınırları içerisindeki sunuculardan veri erişimi talep eden İrlanda olsaydı, İrlanda da mahremiyet hukuku esasları ile karşı karşıya kalacaktı ve istediği verilere erişemeyecekti. Hatta Amerikan yasalarına göre karşılıklı hukuki yardımlaşma prosedürleri ortalama on ay kadar sürebiliyor.

Sorunun diğer bir yanı da mülkiyet hakkı ile ilgili; ve işte tam da burada endişelenmeye başlayabiliriz;

Microsoft, söz konusu e-mail’lerinde söz hakkına sahip bir merci olmadığını sadece üçüncü kişiler olarak bu maillerin saklanmasında görev üstlendiklerini öne sürmekte. Kayıtları fiziksel ve dijital olarak yetkililere teslim edilmesi gerektiğine dair pek çok emsal karar hali hazırda içtihadlarda bulunmakta, fakat bu sadece para transferleri, banka kayıtları, faturalar gibi işletme kayıtlarına uygulanabiliniyor.

giphy

Sunduğu gerekçelerde Microsoft, söz konusu e-maillerin kişisel haberleşme alanları dahilinde olduğu ve mail aracılığı ile gönderilen içeriğin bir iş kaydı olarak görülemeyeceği bu yüzden bu tür içeriklerin otoritelere teslim edilmesi mahremiyet hukuku esaslarına da aykırı düşeceğini savunmakta.

ABD Adalet Bakanlığı ise bu argumana itirazda bulunarak, söz konusu e-maillerin bulut operatörlerinin iş kayıtları olduğu, bu yüzden adli bir karar verildiğinde şirketlerin bu kararlara uymaları ve yetkililere söz konusu e-mailleri teslim etmeleri gerektiğini vurguluyor.

Microsoft’un hukuk danışmanı Jashua Rezenkranz, yargıtay ikinci dairesi duruşması sırasında “Kişisel e-mail dosyalarının Microsoft’un iş kayıtları olarak algılanması durumu çok korkutucu” şeklinde ifadede bulundu.

DoJ v. Microsoft davası içeriği ile büyük önem taşımakta, sonuç olarak dava mahkemenin e-mail yazışmalarını bir bulut operatörlerine ait bir iş kayıtları olarak sayıldığı bir karar ile sonuçlanırsa en temel haklarımızdan biri olan mahremiyet ilkesinin büyük ölçüde yara almasına neden olacak.

Microsoft davayı Yüce Mahkemeye götürmekte kararlı gibi gözüküyor; çünkü eğer dava Adalet Bakanlığının istediği şekilde sonuçlanırsa tüm bulut bilişim sektörü büyük ölçüde zarar görecektir.

[include-page id=’18540′]

 

Bulut Bilişim Çağında Mahremiyet ve Güven

Tuhaf zamanlarda yaşıyoruz, George Orwell ünlü distopik romanını yazdığında en büyük korkusu hükümetlerin vatandaşlarının her hareketini takip etmeye başlamasıydı. Bugün,büyük biradere ihtiyaç yok, çünkü düzenli olarak gün içinde nereye gittiğimizi ve ne yaptığımızı sosyal medyada ifşa ediyoruz.

İzlediğimiz filmleri, okuduğumuz kitapları, sevdiğimiz müzikleri, düşüncelerimizi, ruh halimizi, hayatımızdaki önemli anları kısaca kendimizle ilgili her şeyi sosyal medya paylaşıyoruz.

Bizimle ilgili hassas bilgileri güvenle saklamaları için teknoloji firmalarına güveniyoruz. Hükümetlerin kişisel konuşmalarımızı ve bizimle ilgili özel bilgileri, bu bilgileri barındıran bulut firmasının iş kaydı olarak kabul etmesi en basit şekilde mahremiyet hakkımızın ihlal edilmesidir.

Daha önce belirtildiği üzere, postalanan mektuplar özel dökümanlar kabul ediliyor, posta hizmetlerinin iş kaydı kabul edilmiyor dolayısıyla hükümet posta hizmeti sağlayan firmaların mektupları teslim etmesini kolay kolay talep edemiyor.

Daha da şaşırtıcı olan şey ise uluslararası hukukta var olan açıkların yarattığı kargaşa. DoJ v Microsoft davası duruşmasına bakan üç hakimden biri olan Gerard Lynch, Microsoft’a herkesin e-maillerini bu alanda hiç bir düzenlemeye sahip olmayan bir ülkeye götürüp, magazin dergilerinde bunları deşifre edip edemeyeceğini sordu; ve Microsoft tarafı ise hukuki olarak böyle bir durumun var olabileceğini doğruladı.

Hiç şüphe yok ki hiç bir bulut sağlayıcısı bunu yapmayacaktır; sonuç olarak bu hareket onların intiharı gibi bir şey olur. Kişisel bilgiler içeren e-maillerin bulut operatörlerinin birer iş kayıtları olarak algılanması da eşit ölçüde tehlike barındırıyor.

Bu görüş de mahremiyet hukuk esaslarının ihlalini de birlikte getirir, daha da ilerisinde bu görüş bulut üzerine olan tüm dosyalara taşınabilir nitelikte ve eğer kişisel dosyalar hukuki bir karar ile emniyet teşkilat birimleri tarafından kolaylıkla ele geçirilebilinir.

Yasa yapıcıların ve politika yapıcıların çağın gerisinde kaldığı bir gerçek; bu yüzden gelişmeler doğrultusunda mevcut yasaları da uygun şekilde güncelleştirmemiz gerekiyor. DoJ v. Microsoft davasında örneğin, DoJ’un argumanları, 180 gün sonrası herhangi bir elektronik iletişim sahasında saklanan her türde bir bilgiye erişime olanak sağlayan Reagan dönemine ait yasalarla temellendiriliyor, ki bu çok endişe veriyor.

İnternet, sosyal medya ve bulut bilişim

İnternet, sosyal medya ve bulut bilişim bizleri eşi benzeri olmayan olanaklar sağladı, tüm insanlık tarihinde bilgiye erişim hiç bu kadar kolay olmamıştı. Elbette her bilginin güvenilir olmayacağı gibi olumsuz yanları da bulunmuyor değil, fakat internet ve ona bağlı diğer hizmetlerin önemini yadsıyamayız.

Eğer Microsoft e-mailleri DoJ’a teslim ederse, hiç şüphesiz ki pek çok problemi beraberinde getirecektir. Diğer ülkeler de aynı doğrultuda insanların e-maillerine erişim sağlayabilmek için teknoloji şirketlerinin kapısına dayanacaktır. Bir de farklı ülkelerde saklanan e-mailleri ele geçirmek için otoriter rejimlerin arama emri çıkarttıklarını bir düşünün, elbette bu durum kolaylıkla cadı avına dönüşebilir.

Edward Snowden, Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın (NSA) yürüttüğü kitle gözetim programları hakkında muhbirlik yaptığında, Amerikan hükümetine ve Amerikan teknoloji şirketlerine olan kamu güveni büyük ölçekte sarsılmış oldu. Snowden, NSA’in aralarında NATO üyelerinin de bulundupu 35 yabancı lideri gizli dinleme kaydı aldığına dair bilgileri kamuya açtı. Bu yüzden Microsoft pamuk ipliğine bağlı olduğunu söyleyebiliriz, ve eğer DoJ ile işbirliğine girerse sahip oldukları şirket modeli yavaş yavaş yok olmaya mahkum olacak.

Microsoft davayı ABD Yüce Mahkeme’sine götürmekte kararlı ve geçmişteki deneyimlere baktığımızda Yüce Mahkeme çok nadir etik olmayan kararlar aldığını görüyoruz. Tüm bu süreç bir kaç yıl devam edebilir, fakat tek bu dava bile bizlere yasalarımızı yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini ve dijital zamana ayak uydurulması gerektiğini gözler önüne seriyor.

Suçlular ve teröristler de internet kullanıyorlar ve bu yüzden bulut sunucularda saklanan e-mailler ya da diğer dosyalara erişim sağlamak önemlidir. Söz konusu uluslararası suçlular olduğunda hükümetlerin iş birliğine daha yakın olduğunu görüyoruz fakat her suçlu da uluslararası değil. Kaçınılmaz şekilde bir uluslararası sistem, bürokratik hokkabazlık olmadan konu terörizm ve suçlulara geldiğinde hükümetlerarası etkili ve verimli iş birliği mecburidir.

Cloudnames’te ne yapıyoruz

Online platformda en iyisi olmanız için gereken her şey için Cloudnames size yardımcı olabilir. Dijital hesaplarınızı, web sitenizi, Sosyal Medya Pazarlama ve diğer tüm karmaşık teknik detayların sizin yerinize yönetimini devralabilir, gelirinizi arttırmak üzere etkili bir büyüme adına size yardımcı olabiliriz.

Sadece mobil uyumlu modern bir web sitesi tasarlamıyoruz, müşterilerinizin de talepleri doğrultusunda hizmetler de sunuyoruz. Web sitenizin yönetimini devralıyor ve düzenli aralıklarla güvenlik ve güncelleştirilmesini de sağlıyoruz.

Arama Motoru Optimizasyonu, Arama Motoru Pazarlama, Sosyal Medya Pazarlamanın yanında, e-mail ve banner reklamları gibi diğer online pazarlama kampanyalarıyla da ilgileniyoruz. Tüm bunların yanında dijital platformda gelir elde etmenizde size yardımcı olacak grafik tasarım, fotoğraf, video, metin içeriği oluşturma gibi diğer unsurlar da hizmetlerimiz arasındadır.

Herhangi bir sorunuz varsa lütfen bizimle iletişime geçin! Çalışma saatleri (9:00 – 18:00) arasında, telefon numaramızdan +90 (212) 243 7991 bizimle iletişime geçebilir ya da e-mail ile sorularınızı doğrudan bize iletebilirsiniz: salestr@cloudnames.com ya da iletişim bilgilerinizi aşağıya bırakabilirseniz size anında dönüş yapabiliriz.

[include-page id=’18540′]

İlginizi çekebilecek diğer makaleler

Sosyal Medya ve İçerik Pazarlama ile ilgileniyorsanız lütfen blog sayfamızı takip edin. DoJ v. Microsoft davası hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Lütfen aşağıdaki yorum köşemizden bizi bilgilendirin ve ikonu tıklayarak makalemizi arkadaşlarınızla paylaşın. Unutmayın, paylaşmak önemsemektir!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Bu makaleyi paylaşın.

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on email
Email
Share on whatsapp
WhatsApp

Hizmetlerimiz

dijital strateji

Dijital Strateji

Cloudnames, işletmenizin dijital iletişim ve pazarlama için pratik bir plan oluşturmasına yardımcı olabilir. Dijital stratejinizi tartışıyoruz ve rakiplerinizi inceliyoruz. Ardından, iyileştirmeler için somut önerilerle geliriz.

Web Tasarımı

Dijital pazarlamaya çok uygun bir web siteniz var mı? Sitenin ne kadar iyi çalıştığını inceleyebiliriz. İyileştirmeler için somut öneriler içeren web sitenizin ücretsiz bir incelemesini alın. Küçük değişiklikler büyük sonuçlar verebilir!

organik trafik oluşturma, arama motoru optimizasyonu

Trafik Oluşturma

Web sitenize nasıl trafik çekiyorsunuz? Cloudnames, içerik oluşturabilir, arama için optimize edebilir ve sosyal medya, e-posta ve diğer kanallarla trafiği artırabilir. Etkili web siteleri, satışa dönüştürülen birçok ziyaret sağlar.

Dijital Strateji

Dijital pazarlama stratejisini nasıl geliştirebileceğinize ilişkin ücretsiz kılavuzumuzu indirin

Dijital Pazarlama hakkında bir tartışma için bugün bizimle iletişime geçin

Help us to share

Share on facebook
Share on linkedin
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on email

Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için haber bültenine kaydolun!