lp-mistakes-Blog

Açılış Sayfası Hatalarından Kaçının

İnternet ortamındaki ziyaretçilerinizi müşteriye dönüştürmenin en iyi yolunun etkili açılış sayfalarından geçiyor. Inbound pazarlamanın %75’inden fazlası internet sitelerine yönlendiriliyor. Daha iyi sonuçlar elde edebilmek adına, açılış sayfası oluşturulurken yapılan bazı yaygın hataları sizin için irdeledik.

 

Online pazarlama için açılış sayfaları mı kullanıyorsunuz? Bu açılış sayfalarının, dönüşüm oranlarınızı önemli ölçüde yükselteceği bir gerçek. Mükemmel açılış sayfası ise dönüşüm oranlarınızı daha da yükseltecektir, ancak gelişim sürecinde olan açılış sayfalarında yapılan yaygın hatalardan kaçınabilmek ise hayati önem taşıyor.

 

Cloudnames, Sosyal medya pazarlamada bilmeniz gereken her şey üzerine bir rehber hazırladı. Bu linkten bir kopyasını ücretsiz olarak edinebilirsiniz.

 

[include-page id=’18540′]

 

Açılış sayfası sahibi olmamak

Araştırmalarımız gösteriyor ki %70’ten daha fazla bir oranda online pazarlama aktivitesi, internet sitesi ana sayfasına yönlendiriliyor. Kampanyanız için açılış sayfasının bulunmaması dönüşüm oranlarının düşmesine sebep oluyor, peki neden?

 

Açılış sayfası ziyaretçilerinizin, sunduğunuz hizmete kaydolmasını sağlayan bir web sitesidir; bu yüzden genellikle “dönüşüm form”u diye de adlandırılmaktadır. Açılış sayfası, belirli hedef kitlesine hitap eden ve tek bir odak noktası bulunarak tasarlanmış, sizin ana internet sitenizden bağımsız bir sayfadır.

 

Genelde açılış sayfası, ziyaretçilerin dikkatlerini dağıtabilecek bir menü, sayfa alt bilgisine ya da kenar çubuğuna sahip değildir; aksine dönüşüm elde etmek adına, net ve basit “eylem çağrısı” ile tasarlanmaktadır.

 

Bir açılış sayfasının aşağıdaki gibi bir veya birden fazla dönüşüm amacı bulunmaktadır:

  • Ürün ya da hizmet için kaydolmak
  • Pazarlama için potansiyel müşteri bilgisi yakalayabilmek
  • Satış ve başvuruya neden olabilecek ek bilgi paylaşımı
  • Blog sayfanızı beğenme, paylaşma gibi diğer arzu edilen eyleme çağrılar

Önemli olan, etkili açılış sayfası yaratmak ve diğer çeşitli pazarlama aktiviteleriniz aracılığıyla bunların kolaylıkla erişilebilmesidir.

 

Daha iyi açılış sayfaları tasarımı üzerine daha fazla bilgiyi bu makaleden edinebilirsiniz.

 

Etkili Dil Kullanma

Blog ya da makale için içerik yazmada yaratıcılık kilit rol oynuyor. Eğer kullandığınız dil anlaşılır ve isabetli değilse, potansiyel müşteri kaybetme riskini göze alıyorsunuz demektir.

 

Açılış sayfası için ayırt edici reklam metni yazmanız gerekmektedir. Dilin efektif olmasının yanı sıra, gelen ziyaretçileri istenilen eylemi yapmalarını da sağlamalı.

 

İyi bir ilk izlenim yaratmak için ortalama sadece yedi saniyeniz bulunuyor. İnsan Zihni ve Beyin Bilimi Enstitüsü’nden Max Planck’a göre biz insanlar, kararın bilince ulaşmasından, yani farkına varmamızdan saniyeler önce aslında kararımızı veriyoruz.

 

Bu demek oluyor ki, ziyaretçilerinizle bağ oluşturabilmeniz için sadece yedi saniyeniz bulunuyor; bunu yapabilmenin en iyi yolu ise eylem bildiren fiiller kullanmaktan geçiyor. Eylem fiilleri kullandığınızda, ziyaretçilerinizi ne yapmaları gerektiğini ve sunduğunuz tekliften ne tür avantaj sağlayabileceklerini de anlatmış bulunuyorsunuz.

 

Tavsiyemiz, açılış sayfası oluştururken: iletişime geç, ara,tıkla, bağlan, katıl, başla, öğren vb. gibi fiiller kullanmanız.

 

Açılış sayfası aynı şekilde amacıyla doğru orantıda olmalı. Karmaşık dil kullanmaktan kaçınılmalı ve karşınızdaki izleyiciye ne sağladığınıza dair açıklayıcı bir dil kullanmalısınız. Bu yüzden net bir dil kullanmak demek, fazla metin ile bezenmiş yoğun paragraflar oluşturmak değildir. İşte bizden size bir kaç tavsiye:

 

  • Ürün ve servislerinizden haberdar olmayan kişilerin sayfanızı ziyaret ediyormuş gibi davranın.
  • Ürün ve hizmetlerinizin ziyaretçilerinize nasıl değer katabileceğinden bahsetmeyi unutmayın.
  • Sunduğunuz hizmet ile ilgili dikkat çekici başlık oluşurun.

 

 

Eyleme Çağrı

Eylem çağrısı butonlarınız, dönüşüm oranlarınızı çarpıcı bir şekilde arttırabilir. Kulağa garip gelebilir, ancak yürüttüğümüz bir teste göre dönüşümleriniz bu buton aracılığı ile %68 oranında artış göstermektedir.

 

Eğer düşük dönüşüm oranlarına sahipseniz, buna can alıcı olmayan Eyleme Çağrı butonlarınız (CTA) sebep oluyor olabilir. Açılış sayfası oluştururken yapılabilinecek en büyük hatalardan biri, ziyaretçileri arzu edilen eyleme yöneltemeyen CTA butonlarıdır.

 

Dikkat çekici olun

İlk hatanız, CTA butonunuzu karmaşık öğelerle dolu bir açılış sayfasına yerleştirmektir. Link ve resimlerle dolu açılış sayfalarından gördüğümüz kadarı ile, ziyaretçiler bu sayfalarda CTA butonunun nerede olduğunu tam olarak farkedemediklerini gördük.

 

Çoğu zaman bunun nedeni, yanlış renk kullanımından ileri gelmektedir. Bu yüzden yapmanız gereken şey, eyleme teşvik eden renkler kullanmanızdır. Öncelikle, açılış sayfanızın ana tasarımıyla CTA butonunuzu aynı renk ile oluşturmaktan kaçının. Örneğin, eğer açılış sayfanızın rengi mavi ise, CTA butonunuzda bu rengin başka bir tonunu kullanmaktan kaçının. Tam aksine mavi renk içerisinde dikkat çekebilecek bir renk; turuncu ya da kırmızı kullanmanızda fayda var.

 

Yapabileceğiniz diğer bir hata ise CTA butonunuzu açılış sayfanızın yanlış yerine yerleştirmektir. Unutmayın, elinizde sadece yedi saniye bulunuyor! Bu yüzden CTA butonunuzu açılış sayfanızın en sonuna koymak yerine daha görünür kısımlarına yerleştirmeniz gerekiyor.

 

Çoğu zaman sitenize ziyarete gelen insanlar, yazdığınız içeriklerin tümünü okumuyor; yanlızca göz gezdiriyor. Hatta çoğu ziyaretçiler, açılış sayfanızı sonuna kadar görüntülemiyor bile! Bu yüzden CTA butonlarınızın sayfa açılışında ziyaretçinin gözüne çarpan ilk görüntü olduğundan emin olun.

 

Anlaşılması güç, karmaşık CTA’ler diğer düşebileceğiniz hatalardan biridir. Her zaman müşterileriniz ile empati kurmayı unutmayın. Kullanıcı olarak bu açılış sayfasına tıkladığınızı bir düşünün, karşınızda anlaşılması güç bir CTA’e sahip bir sayfa ile karşılaştınız ve bu yüzden istediğiniz bilgiye erişemediğinizi hayal edin. Sadece bir kaç saniye sonra o sayfayı kapatmak istemez misiniz?

 

Etkileyici renk kullanmamak

Araştırmalar, farklı renklerin insan davranışları üzerinde farklı tesirleri bulunduğunu gösteriyor. Örneğin, 2000 yılında Glasgow şirketi belirli semtlerde mavi renkli sokak lambalarını deney amaçlı yerleştirdi. Daha sonra ise sokak lambalarının yerleştirildiği bu semtlerde suç oranlarının azaldığı gözlemlendi.

 

Sonuç olarak bu renk teorileri son yıllarda pazarlamacıların ilgisini çekmeyi başardı diyebiliriz. 2012 yılında Journal of the Academy of Marketing Science‘ta Lauren Labrecque ve Geroge Mlilne bir makale ele aldı. Bu makalede renklerin nasıl ve niye marka karakteriyle iletişim sağlamada kullanılabileceği değerlendiriliyordu.

 

Dönüşüm oranlarına odaklandığımız bir sayfadan bahsettiğimize göre, psikoloji ve sosyal davranış bilimlerinden yardım almamak büyük hata olur. Renklerin bizim davranışlarımızda ve karar mekanizmalarımzda, özellikle logo ya da açılış sayfası gibi ilk izlenimlerin hayati önemi olduğu yerlerde büyük etkiye sahip olduğunu göz ardı etmemelisiniz.

 

Renk kombinasyonlarından kontrast yaratmayı ya da renk ilişkilendirmelerinden yardım almayı unutmayın. Örneğin, mavi renk genel olarak samimiyet ya da iletişim ve soğukkanlılıkla özdeşleştirilir. Buna karşın kırmızı renk ise kalp atışlarımızı hızlandırır, diğer yandan bu göz alıcı renk, heyecan ve enerji ile ilişkilendirilir. Turuncu ise mükemmel bir eyleme çağrı rengidir, diğer yandan yeşil rengi ise gözlerimizin en kolay tanımlayabildiği renk olarak bilinir.

 

[include-page id=’18525′]

 

Yanlış imgeler

Çoğu zaman imgelerin izleyiciye olan etkisini küçümsüyoruz. Ziyaretçileri eyleme yönlendiremeyen “yanlış” imgeler kullanmaktan kaçının.

 

Bunu başarabilmek için doğru izleyicileri hedefleyen doğru içerikler ile birlikte kullanılan imgeler yaratmak ve bu yaratılan imgelerin de yaptığınız iş ile bağlantılı olduğundan emin olmanız gerekiyor. Örneğin, gençlerin kullandığı sosyal medya kanalları için ve yetişkinlerin kullandığı kanallar için birbirinden farklı imgelerle oluşturulmuş açılış sayfaları yaratabilirsiniz.

 

Yapabileceğiniz diğer bir hata ise, tasarımınızda ürününüzü çağrıştıran belirgin imajların bulunmaması. Örneğin, turizm hizmeti sağlıyorsunuz ve seyahat, tatil, macerayı andıran herhangi bir görüntü tasarımınızda yer almıyor ise sayfanızı değiştirmenin vakti geldi demektir.

 

Ziyaretçilerin sayfanızı tıkladığında edinecekleri ilk izlenimleri bir düşünün. Onlardan sayfanızı baştan sona okumalarını ve ardından zihinlerinde anında bir görsel oluşturmalarını bekleyemezsiniz. Süreç içerisinde bunu onların yerine sizin yapmanız gerekiyor.

 

Ancak aşağıdakileri göz önünde bulundurduğunuzdan emin olun.

  • Sayfanızı yavaşlatmaması için kullandığınız görüntüleri sıkıştırmayı unutmayın.
  • Dikkat çekici olması için kontrast renkleri kullanın.
  • İnsanların tokalaştığı resimler gibi sıradan görseller kullanmayın.
  • Amatör photoshop efektlerinden kaçının.
  • Sayfanızın etrafına gereğinden fazla ikonlar yerleştirmeyin.

Mobil Müşteriler için Açılış Sayfanızı Optimize Edin

Açılış sayfalarınızı blog paylaşımlarınızda ya da kenar çubuğuna link olarak eklemeyin. Onun yerine sorun çözmek üzere Google’a başvuran kişilerin dikkatini çekmeye çalışın. Google üzerinde sponsor link sonuçları yerine organik sonuçlara odaklanmayı unutmayın. Çünkü, organik arama sonuçlarının tıklanma oranı %90 civarındadır, bu da doğru kişilere ulaşmanızda sizin için büyük şans demektir.

 

“Mary Meeker: Mobil İnternet yakında tüm dijital dünyayı ele geçirecek.”

 

Mobil müşterileriniz için açılış sayfanızı optimize etmemek yapabileceğiniz hatalardan bir diğeridir. Monetate, akıllı telefon dönüşümleri masaüstü ve tablet kullanıcılarından %4 oranında daha düşük olduğunu ortaya çıkarmasına karşın, ürün ve servislerinizin kimlere hitap ettiğini ve bu kişilerin ne tür iletişim araçlarını kullandığını göz ardı etmemeniz gerekiyor.

 

Niye internet sitenizi mobil müşterilerinize göre tasarlamanız gerektiğini bu makaleden öğrenin.

 

 

 

İlginizi Çekebilecek Diğer Makaleler

 

Sosyal Medya pazarlama ile ilgileniyorsanız lütfen iletişim bilgilerinizi bizimle paylaşarak blogumuzu takip edin. Açılış sayfası oluştururken sorunlarla mı karşılaşıyorsunuz? Lütfen aşağıdaki yorum köşemize yazarak bizi bilgilendirin ve arkadaşlarınızla paylaşın.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Bu makaleyi paylaşın.

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on email
Email
Share on whatsapp
WhatsApp

Hizmetlerimiz

dijital strateji

Dijital Strateji

Cloudnames, işletmenizin dijital iletişim ve pazarlama için pratik bir plan oluşturmasına yardımcı olabilir. Dijital stratejinizi tartışıyoruz ve rakiplerinizi inceliyoruz. Ardından, iyileştirmeler için somut önerilerle geliriz.

Web Tasarımı

Dijital pazarlamaya çok uygun bir web siteniz var mı? Sitenin ne kadar iyi çalıştığını inceleyebiliriz. İyileştirmeler için somut öneriler içeren web sitenizin ücretsiz bir incelemesini alın. Küçük değişiklikler büyük sonuçlar verebilir!

organik trafik oluşturma, arama motoru optimizasyonu

Trafik Oluşturma

Web sitenize nasıl trafik çekiyorsunuz? Cloudnames, içerik oluşturabilir, arama için optimize edebilir ve sosyal medya, e-posta ve diğer kanallarla trafiği artırabilir. Etkili web siteleri, satışa dönüştürülen birçok ziyaret sağlar.

Dijital Strateji

Dijital pazarlama stratejisini nasıl geliştirebileceğinize ilişkin ücretsiz kılavuzumuzu indirin

Dijital Pazarlama hakkında bir tartışma için bugün bizimle iletişime geçin

Help us to share

Share on facebook
Share on linkedin
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on email

Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için haber bültenine kaydolun!